Basın Açıklaması
Süreyya Ayhan Kop’un son günlerde, Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF) ve 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda elde edilen başarılar ile ilgili görsel ve yazılı basında yapmış olduğu açıklama ve yorumlar sonucu oluşan bilgi kirliliğini gidermek amacıyla yapılan bilgilendirmedir.
2012 Londra Olimpiyat oyunları öncesinde başlayıp, kadınlar 1500 metre yarışında sporcularımız Aslı Çakır Alptekin’in Olimpiyat şampiyonu olması ve Gamze Bulut’un aynı branşta Olimpiyat ikinciliğini elde etmesinden sonra, bu ortamı fırsat bilerek kendilerini ön plana çıkaran, Olimpiyatlardaki başarıyı bütünüyle kendilerine mal edip sahiplenerek kamuoyunu yanıltıcı bir şekilde halkımızın duygularını kullanarak ve gerçekleri yok sayarak yapmış olduğu açıklamalar TAF tarafından üzüntüyle karşılanmıştır. Oluşan bu yapay gündem ile ilgili kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı duyulmuştur.
Süreyya Ayhan Kop tarafından yapılan açıklamalar, tarafımızdan öncelikle Londra 2012 Olimpiyat oyunlarında kazanılan bu başarılarla büyük bir sevinç yaşayan Türk halkına, başarıları elde eden milli atletlerimiz Aslı Çakır Alptekin, Gamze Bulut ve antrenörlerine, diğer tüm atletlerimiz ve antrenörlerimizin emeklerine, her türlü şartta desteklerini eksik etmeyen başta Sayın Başbakanımız ve Gençlik ve Spor Bakanlığımız olmak üzere, Spor Genel Müdürlüğümüze ve TAF’a, Kulüplerimize, Sponsorlarımıza, Ulusal Basınımıza ve emeği geçen diğer tüm kişi ve kuruluşlarımıza yapılan bir saygısızlık ve haksızlık olarak değerlendirilmektedir.
Belirtmek isteriz ki, Süreyya Ayhan Kop geçmişte ülkemize üstün başarılar getirmiş Türk Atletizm tarihinde kendisine önemli bir yer edinmiş eski bir milli atletimizdir.
1. Süreyya Ayhan 17 Ağustos 2012 tarihinde CNNTURK televizyon kanalında Sayın Enver Aysever’in konuğu olarak katılmış olduğu Aykırı Sorular programında;
a. Aslı Çakır Alptekin’in kendi sporcusu olduğunu söyleyerek eşi Yücel Kop ve kendisinin katkılarından bahsederek elde edilen başarıyı tamamen sahiplenme çabasına girmiştir.
Milli atletimiz Aslı Çakır Alptekin’in resmi antrenörü İhsan Alptekin’dir. İhsan Alptekin TAF tarafından desteklenerek Spor Genel Müdürlüğü Atletizm Antrenörlüğü kadrosuna atanmış ve eğitim çalışmalarımıza katılmış üst düzey yeterlilik seviyesine sahip bir antrenörümüzdür. Aslı Çakır Alptekin ve İhsan Alptekin’in her yıl; yıllık hedefleri, antrenman programları, performans ölçümleri, alacakları ergojenik yardımlar, yapacakları kamplar ve katılacakları ulusal ve uluslararası yarışlar TAF yıllık faaliyet programında Teknik Genel Koordinatör ve diğer koordinatörlerimiz tarafından planlanmakta olup, yıl içerisinde sporcularımız ve antrenörlerimiz çok yakından takip edilmekte ve hedeflerindeki yarışlarda en üst seviyede performans göstermeleri için en iyi çalışma ortamları sağlanmaktadır.
Aslı Çakır Alptekin’in antrenörü İhsan Alptekin’in TAF’a belirttiği gibi, Süreyya Ayhan Kop ve Yücel Kop’un destekleri diğer antrenörlerle ilgili yapılan bilgi alışverişi içerisinde olduğu gibi sadece tavsiye niteliğinde görülebilir.
Tüm antrenman periyotlarının son kararının İhsan Alptekin kendisi ve sporcusu tarafından yapıldığını federasyonumuza belirtmektedir. TAF Teknik Kurulu’nun da yıl boyunca yapmış olduğu gözlemlerde, Aslı Çakır Alptekin’in antrenman programında Süreyya Ayhan Kop’un ve eşinin bir katkısı olmadığı tespit edilmiştir. Bu görüş İhsan Alptekin tarafından teyit edilmektedir.
b. Aynı televizyon programında Süreyya Ayhan: “Bu federasyon bana ömür boyu ceza verdirtti. Ben bu federasyonla çalışmam.” şeklindeki açıklamalar yapmıştır.
2004 yılında World Anti-Doping Agency (WADA) yani Dünya Anti-Doping Ajansı görevlilerinin Edirne’de Süreyya Ayhan’dan numune alımı sırasında, Süreyya Ayhan ve Yücel Kop ile WADA yetkilileri arasında yaşanan olaylar nedeniyle International Association of Athletics Federations (IAAF) yani Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği tarafından dava açılmıştır. Dopingle ilgili açılan davalar sporcunun bağlı olduğu ülkenin atletizm federasyonlarının disiplin kurullarınca yürütülür.
2004 yılında seçimle göreve gelen Mehmet Terzi başkanlığındaki TAF döneminden önce yaşanan bu olayın hukuki süreci yukarıda açıklandığı üzere IAAF’ın talimatları ile TAF disiplin kurulu tarafından yürütülmüştür. Dava IAAF’ın bir üyesi olan TAF tarafından IAAF’ın anti-doping yönetmeliğine göre alanında uzmanlaşmış hukukçulardan oluşan bir disiplin kurulunca yürütülmüştür. TAF Başkanı veya yönetim kurulu üyelerinin ve diğer kişilerin disiplin kurulunda her hangi bir görevlendirilmeleri söz konusu değildir ve davada kişisel olarak görüş bildirme veya etkileme gibi bir durumları ve yetkileri bulunmamaktadır.
2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Süreyya Ayhan Kop’tan alınan numunede iki adet yasaklı madde tespit edilmiştir. TAF disiplin kurulunca davası görülen bu konu IAAF anti-doping yönetmeliğine göre ikinci kez doping cezası verilmesi nedeniyle ömür boyu men cezası kararı verilmiştir. Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu bu cezayı dört yıla indirmiştir. Süreyya Ayhan Kop davayı The Court of Arbitration for Sport ‘a (CAS) yani Spor Tahkim Mahkemesi’ne taşımış, kendilerine sunulan her davayı sıfırdan görme (hukuk diliyle “de novo”) yetkisine sahip olan CAS’ta dava görülmüş ve IAAF ve WADA kuralları gereği Süreyya Ayhan Kop’a ömür boyu men cezası verilmiştir.
Her iki davanın evrakları detaylı bir şekilde federasyonumuz arşivinde bulunmaktadır. Sporcumuzun ve antrenörünün daha fazla rencide olmamaları için bu zamana kadar evraklardaki bilgi ve belgeler kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
Bu iki dava arasında geçen ve Süreyya Ayhan Kop’un cezalı olan sürelerin dışında kalan bir yıllık süreç Mehmet Terzi’nin TAF başkanlığı döneminde sadece 2006 Haziran – 2007 Temmuz ayları arasındaki süreci kapsamaktadır. Bu süreçte TAF, Süreyya Ayhan Kop’un spora devam etmesi ve 2007 Dünya Atletizm Şampiyonası’na katılması için destek vermiş 6 ay süre için antrenman çalışmalarını yapması için Amerika Birleşik Devletleri’ne göndermiş ancak tüm destek ve isteklerimize rağmen, Süreyya Ayhan Kop ve antrenörü Yücel Kop, ne Avrupa 1. Ligi’nde ne de Dünya Atletizm Şampiyonası’nda yarışmalara katılmamışlardır.
Ayrıca, uluslararası hukuk kuralları gereğince; iki kez doping cezası almış ve bunun neticesinde ömür boyu men cezası almış bir sporcu olan Süreyya Ayhan Kop ve antrenörü Yücel Kop ile TAF olarak benimsediğimiz evrensel spor etiği değerleri gereği, birlikte çalışmamız veya herhangi bir şekilde görev vermemiz kesinlikle söz konusu değildir.
c. Süreyya Ayhan Kop’un “Ülkem CAS’a müracaat ettiği takdirde cezam kalkacaktır.” şeklindeki açıklamaları hukuk çerçevesinde mümkün olmayan bir durumdur.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki (AİHS) haklara ilişkin şikâyetlere bakabilir. AİHM'de ancak ve ancak AİHS'e taraf Devletler dava edilebilir. Bu devletler, Türkiye dâhil olmak üzere 47 Avrupa Konseyi üyesi devlettir. Dava konusu, o devlete atfedilebilir bir kamusal tasarruf olmak zorundadır. Bir uluslararası organı (CAS, WADA veya IAAF gibi ) dava etmek mümkün değildir.
2. 24 Temmuz 2012 tarihli Hürriyet Gazetesinin 33. Sayfasında yer alan Özgür ÖZTÜRK’ ün “Hürriyet Özel” de 25 Temmuz 2012 tarihinde ise Euro Sport ve Milliyet internet sayfalarında yer alan, Süreyya Ayhan KOP röportajında; “Ben orada tam da o anda bittim.” şeklinde verilen haberlerle ilgili olarak TAF tarafından yapılan basın açıklamasına TAF resmi internet sitesinde aşağıda verilen bağlantıyla ulaşabilirsiniz
http://eski.taf.org.tr/?p=6672
Uluslar arası platformda ömür boyu men cezası alan sporcularına ülkeleri hiçbir şekilde o branşla ilgili altyapılarda, olimpik aday kadrolarında, projelerde ve branşlarla ilgili diğer konularda görev vermemektedirler. Ayrıca, ceza alan sporcuların ülkelerinde ve uluslararası alanlarda aldıkları madalyalar ve şampiyonluklar geçersiz sayılıp madalyaları geri alınmakta aldıkları maddi destekler de kendilerinden tahsil edilmektedir.
Dünya spor kamuoyunda, sporcuların yaptıkları hataları kabul etmeleri ve özeleştiri yapmaları en önemli, erdemli ve etik davranış şekli olarak görülmektedir.
Dünyada bu konuyla ilgili örnekler bulunmaktadır. Doping kullanımı sebebiyle ceza alan sporculara tavsiye olunan en erdemli ve ahlaki davranış biçimi, doping kullanımının insan metabolizmasına verdiği zararların yeni nesillere anlatıldığı ve doping ihtiva eden ilaçların kullanılmaması gerektiğiyle ilgili bilgilendirmelerin yapıldığı seminerlere, kurslara ve panellere katılım yoluyla sporcuları bilgilendirmek olarak görülmektedir.
TAF çağdaş ve kurumsal bir yapı içerisinde çalışmaktadır. Kurduğu sistem ve uyguladığı projelerin neticelerinin son sekiz yılda Türk Atletizmindeki ivme ve kazanılan başarılarda açık şekilde görüldüğü gerçeği yadsınamaz.
Süreyya Ayhan Kop ve antrenörü Yücel Kop, yukarıda da açıklandığı gibi tüm iyi niyetli, yapıcı ve kucaklayıcı yaklaşımlarımıza rağmen, TAF’ın çağdaş, günümüz uluslararası spor konjonktürünün gerektirdiği bilimsel çalışmaları temel alan, tek amacı Türk atletizmini dünya standartları seviyesine çıkartmak ve Olimpiyat ruhuna uygun, fair-play anlayışını özümseyen sporcular yetiştirmek amacına hizmet etmek olan sisteminin dışında kalmayı tercih etmişlerdir.
Sisteme inanmayanların bugün sistemden bahsetmeleri manidardır.
Neticede ülkemizi, kendilerine her türlü desteği esirgemeyen kişi ve kurumları ve kendilerini üzecek bir tabloyla karşı karşıya kalınmıştır.
Tüm kamuoyunun bilgisine saygılarımızla arz olunur.