Mehmet Terzi: Dopingle Mücadeleye Devam
Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi, son dönemde yasaklı madde kullanımı ile ilgili artan iddialarla ilgili açıklamalarda bulundu. Başkanımız Terzi, en fazla numune alımını Atletizm Federasyonu’nun yaptırdığına vurgu yaparak, “Sıfır tolerans gösteriyoruz. Yasaklı madde kullanan kim varsa yakalansın ve cezasını alsın” dedi.
17. Akdeniz Oyunları atletizm müsabakalarının üçüncü gün yarışmaları öncesi Federasyon Başkanımız Mehmet Terzi, artan yasaklı madde kullanımı iddialarına ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Akdeniz Oyunları Ana Basın Merkezi’nde yapılan toplantıda konuşan Başkanımız Terzi, “17. Akdeniz Oyunları’nda şu an devam eden atletizm müsabakaları esnasında ve öncesinde Türkiye’yi üzen, bizleri üzen birtakım iddialar gündeme geliyor. Şunu açıkça belirtmek gerek. Temiz spor ilkesini benimsediğimizi ve sıfır toleransta olduğumuzu her yerde gösteriyor, uyguluyoruz” dedi.
Basında yer alan haberlerde Federasyonun sporcuları koruduğu imajının yaratıldığını belirten Başkanımız Terzi, “Sporcuları koruduğumuz yönünde bir imaj yaratıldı. Sporcuları koruma gibi bir durum söz konusu değildir. Biz, kurallar neyi gösteriyorsa, onu uyguluyoruz. Bugüne kadar hiçbir sporcu hak etmediği cezayı almadı. Federasyon, sporcu hakları açısından bir tarafta, yasaklı madde kullanımıyla mücadele konusunda diğer taraftadır. Yasaklı madde kullanımıyla ilgili tedbir koyulan ve savunmaları istenen sporcu sayısı bugün itibariyle 24’tür. Toplam 20 antrenör de süreç sonuçlandıktan sonra Disiplin Kurulu’na, ardından Ceza Kurulu’na sevk edilecektir. 2005’ten itibaren ceza alan sporcuların antrenörlerine de ceza veriyoruz. Ceza almaları için her türlü gayreti sarf ediyoruz. 2007’den bu yana ceza alan antrenör sayısı 8. Tedbir koyulan sporcular ile ilgili süreç sonuçlandığında, bu sporcuların antrenörleri de gereken cezayı alacaktır” dedi.
"En Çok Numune Veren Federasyonuz"
Yasaklı madde kullanımıyla mücadelenin daha çok numune almaktan geçtiğine dikkat çeken Başkanımız Terzi, en çok numune aldıran federasyonun Atletizm Federasyonu olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu ile uyumlu bir çalışma içerisindeyiz. Nerede, hangi kampı yapıyorsak, kampa hangi sporcuyu alıyorsak Türkiye Anti Doping Ajansı’nda bildiriyoruz. Hem performanslarına katkı, hem de yasaklı madde kullanımıyla mücadele konusunda tarafımızı gösterme adına sporculara yarışma zorunluluğu getiriyoruz. Yasaklı madde ile mücadelede en önemli konu, daha çok numune almaktır. Türkiye Atletizm Federasyonu olarak en çok numune aldıran federasyonuz. 2012 Londra Olimpiyatları öncesi 3 aylık sürede alınan numune sayısı 326. WADA tarafından ve milli takımlarda alınanlar hariç.”
“Olimpiyat Komitesine büyüklerde ilk 10’a, gençlerde ve yıldızlarda ilk 5’e giren sporcuların isimlerini bildirdik. Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği’nin (IAAF) kayıtlı test havuzunda 17 sporcumuz bulunuyor. Bu listeye giren sporcular, başarılı oldukları için giriyor ve takip ediliyor. 47 branşta 850 sporcumuz var ve her an her yerde numune alımı için hazır haldedir.”
"450 Antrenörümüze Bilgi Verdik"
“2012-2013 yılları arasında açılan kamp sayısı 33. Yasaklı madde konusunda uzman kişileri görevlendirerek bu kamplarda bulunan sporcu ve antrenörlerimize eğitim verdik, seminerler düzenledik. İki tane büyük sempozyum yaptık. 450 antrenörümüze bilgi verdik. “
“2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nın ardından yaptığımız toplantılarda bir önceki yılın değerlendirmesini, önümüzdeki dönemlerde yapılacak çalışmaları, hedefleri ve yasaklı madde ile ilgili verilecek eğitimleri konuştuk. Temiz spor ilkesini savunduğumuzu ve sıfır toleransta olduğumuzu her yerde vurguluyor. Yasaklı madde ile mücadele konusunda ne yapılabilir konusunda 18 üniversiteden akademisyenlerin bulunduğu Bilim Kurulumuz çalışmalar yapıyor.”
"Turkcell Yüksek Performans Merkezi İle Bir Adım Daha İlerlemiş Olacağız"
“Geçtiğimiz günlerde IAAF Başkanı Lamine Diack’ın onur konuğu olarak Dakar’a gittim. Diack, benzer konularda ABD’de büyük sorunlar yaşadıklarını söyledi. Ancak daha sonra devletin bu duruma el attığını ve şu an hiçbir sorun kalmadığını söyledi. Devletlerin bu konuda sorumlu olduğunu ve yasaklı madde ile mücadele konusunu ciddi bir şekilde ele almaları gerektiğini söyledi.
Dakar’da ayrıca, IAAF akreditasyonuna sahip Yüksek Performans Merkezi’ni gezerek inceleme fırsatı buldum. Turkcell ile yaptığımız sponsorluk anlaşması ile bu merkezin bir benzerini İzmir’de açacağız. Bizim 80-90 sporcumuz yok, 500’ün üzerinde sporcumuz var ve uluslararası arenada mücadele ediyoruz. Turkcell Yüksek Performans Merkezi ile yasaklı madde ile mücadele konusunda bir adım daha ilerlemiş olacağız.
“Devletimiz Sporcusuna Sahip Çıkıyor”
Türk atletizmini, bir Balkan ülkesini geçemediği dönemlerden, Avrupa Takımlar Şampiyonası Süper Ligi’nde mücadele ettiği, Olimpiyatlar dokuzuncu, Avrupa’da beşinci olduğu günlere getirdik. Bir sporcu hata yapabilir, dopingden yakalanabilir. Ama sporcunun geçmişine de bakmak lazım. Hatası varsa cezasını çekecektir, ancak Türk atletizminin bu seviyeye gelmesinde onların payı var.
Devletimizin sporcusuna sahip çıkmak, geleceğini güvence altına almak, gençleri sporsa yönlendirmek adına Akdeniz Oyunları’na mahsus sporcuların lehine yapmış olduğu bu jestin yasaklı madde kullanımını etkileyici bir etken olduğunu sanmıyorum. Zaten Akdeniz Oyunları öncesinde başlamış bir süreçti ve devam ediyor.
"2016’ya Kadar Görevimin Başındayım"
“Bazı branşlarda yasaklı madde kullanan sporcular ile ilgili araştırmalar yaptık. Bu maddeyi nasıl aldıklarına yönelik. Yasaklı madde kullanımını yok etmemiz mümkün değil. Sporcularımız ile 24 saat beraber değiliz. Ama sıfır toleransımız var. Kullanan kim varsa yakalansın, cezasını alsın. Ancak davası bitinceye kadar hiçbir kimse, hiçbir sporcu için “dopinglidir” diyemez. Hukukta vardır bu.
2016’ya kadar sorumluluk aldım. Dopingle sonuna kadar mücadele edeceğim. Temiz atletizm, temiz spor yaptırmak adına bu mücadele devam ederken, benim istifa etmem söz konusu değil. Hedeflerimi gerçekleştirme ve dopingle mücadeleye devam etmek için 2016 sonuna kadar görevimin başındayım. İstifa etmek gibi bir düşüncem yoktur.