Terzi: Sessizliğimiz, Sporcu Haklarına Saygı Göstermemizdendir
Bir süredir spor gündemini meşgul eden konulara ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi, “Kurallar ve yönetmelikler, atletin haklarına saygı göstermemizi emrediyor. Ancak biz sessiz kaldıkça, ciddi bir bilgi kirliliği oluştu” dedi.
Türkiye Atletizm Federasyonu Yönetim Kurulu üyeleri Hüseyin Yıldırım, İpek Özgüden Özen ile Genel Sekreter Nihat Doker, TAF Teknik Kurul Başkanı Muharrem Or ve TAF İstanbul Şube Direktörü Can Korkmazoğlu'nun da yer aldığı Feriye Lokantası’nda düzenlenen basın toplantısını 20'yi aşkın basın mensubunun takip ederken, toplantıda konuşan Mehmet Terzi, başta Aslı Çakır Alptekin ve Nevin Yanıt olmak üzere birçok konuya açıklık getirdi.
Atletizmin her bir branşının ayrı bir federasyon konusu olabilecek büyüklükte olduğunu ve bugün itibariyle yıldızlar, gençler, 23 yaş altı ve büyükler kategorilerinde uluslararası yarışmalarda ülkemizi temsil eden sporcu sayısının 500’ün üzerinde olduğunu belirten Mehmet Terzi, “Sistemli çalışmamız ve uyguladığımız projelerin doğal sonucu olarak sayımız günden güne artıyor, ülkemizde atletizm büyüyor. Bu büyüme, yüzdesel olarak bir yükselme olmasa da yaşanan sorunların sayısında da artışı yanında getiriyor.” dedi.
“Temiz Spor” İlkesi İle Hareket Ediyoruz
Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği’nin cezalı sporcular listesinde bugün itibariyle 7 atletlerinin bulunduğunu ifade eden Terzi, “Hacettepe Üniversitesi bünyesindeki Türkiye Doping Kontrol Merkezi faaliyette olduğu dönemde Türkiye Atletizm Federasyonu, sporcularından en çok numune aldıran, sporcularının en çok kontrol eden kurum oldu. Merkezin akreditasyonunu kaybetmesinden bu yana dopingle mücadelemiz, sporcu ve antrenörlere yönelik olarak milli takım kamplarında, gelişme seminerlerinde ve antrenörlük kurslarında, alanında uzman kişiler tarafından “dopingin zararları” konusunda eğitici bilgiler verdirilerek sürüyor. Bu kapsamda Dünya Anti-Doping Ajansı’nın kurallarını Türkçe’ye çevirttik ve kitapçık haline getirerek sporcu ve antrenörlerimize dağıttık, aynı zamanda internet sitemizde yayınladık. Kurmuş olduğumuz Bilim Kurulu ile her geçen gün “Daha fazla neler yapılabilir?” sorusuna cevap arıyoruz. Sporcu sayımız arttıkça, sporcularımızın kontrolü de zorlaşıyor, dolayısıyla İzmir’de kuracağımız merkez ile bu açıdan önemli. Federasyonumuzun “Temiz Spor” ilkesiyle hareket ettiğinden kimsenin şüphesi olmasın” şeklinde konuştu.
Cezayı IAAF değil, Disiplin Kurulumuz Veriyor
Dopingle mücadele konusunda Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ile ilk olarak Türkiye Atletizm Federasyonu’nun anlaşma imzaladığına dikkat çeken Mehmet Terzi, bugün itibariyle tüm dünyada yarışmalardan men edilmiş, yani ceza almış atlet sayısının 259 olduğunu, bu atletlerden 52’sinin Hindistan’dan, 39’unun Rusya’dan, 13’ünün Kenya ve Ukrayna’dan, 12’sinin de Amerika Birleşik Devletleri’nden olduğunu söyledi.
Mehmet Terzi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tüm çabalarımıza rağmen, yasak madde ya da yasak yöntem kullandığı kanıtlanan atletlerimize ceza vermekten kaçınmadığımız da bilinmeli. Önemle not etmenizi dilerim; hiçbir atletimize WADA ya da IAAF tarafından ceza verilmiş olması söz konusu değil, ceza almış olan atletlerimiz, Federasyonumuzun Disiplin Kurulunca yapılan soruşturma ve inceleme sonucunda, kendi Disiplin Kurulumuz tarafından cezalandırılmıştır. Yani cezayı IAAF değil, Disiplin Kurulumuz vermektedir.”
Aslı ve Nevin İle İlgili Süreç Devam Ediyor
Olimpiyat Şampiyonu Aslı Çakır Alptekin ile Avrupa Salon Şampiyonu Nevin Yanıt ile ilgili süreç hakkında da bilgiler veren Mehmet Terzi, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi için öncelikli olarak Anti-doping kuralları ihlallerine değindi. İki şekilde kural ihlali olduğunu belirten Mehmet Terzi, şöyle konuştu:
“Birincisi, bir atletin verdiği numunede – bu numune idrar ya da kan olabilir – yasak maddeye rastlanabiliyor. Numune Federasyonumuz tarafından veya uluslararası federasyon tarafından aldırılmış, ulusal ajans ya da WADA tarafından alınmış olabilir. Bulguya istinaden biz atleti, Federasyonumuzun Disiplin Kurulu’na sevk ediyoruz. Disiplin Kurulumuz analiz raporunu inceliyor, atletin ifadesini alıyor ve bir karara varıyor. Atletimiz Nevin Yanıt maalesef şu an bu sürecin içerisinde.
Anti-doping kurallarının ikinci ihlal şekli ise, biyolojik pasaport uygulaması kapsamında atletin kan değerlerinde sapmalar belirlenmesi. Sporcu Biyolojik Pasaportu, profesyonel sporculardan düzenli olarak alınan örneklerin analizleri sonucunda, temelde hematolojik ve endokrin sistemlere ilişkin birçok değerin izlendiği dosyadır, sporcunun “biyolojik yapısının haritası” olarak da tanımlanabilir. Biyolojik Pasaport uygulamasında “yasak madde” değil, yasak maddenin ya da yasak yöntemin etkileri aranmaktadır. IAAF’ın bir araya getirdiği uzmanlar, değerlerdeki değişkenliğin sadece yasak bir madde ya da yasak bir yöntem kullanımının etkisiyle olabileceği görüşünde olduğunda, önce atlete bu değişkenliği açıklama şansı tanınmakta, sonra eğer varsa, atletin açıklaması değerlendirilmektedir.”
Disiplin Kurulumuzun Bir Oturumda Karara Varması Beklenmemeli
Nevin Yanıt’ın Şubat ayında Almanya’da katıldığı bir yarışta verdiği numunede bazı maddelere rastlandığı bilgisini veren Mehmet Terzi, “İki kez Avrupa şampiyonu olmuş, Olimpiyat beşinciliği elde etmiş bir atletin, hiçbir önemi olmayan, kendini denemek için katıldığı küçük bir yarış öncesi yasak madde kullanmış olabileceği mantığa sığmıyor. Atletimizin içtiği bir enerji içeceğinde, içeriğinde belirtilmemiş bir maddenin yer aldığı konusunda bir endişemiz var. Gerekli analizler yapılıyor. Tabii şunun da bilinmesi gerekir; atlet bilgisi dışında dahi bir yasak madde kullanmışsa, bu bir cezayı gerektiriyor. Disiplin Kurulumuzun, biyolojik pasaport kapsamında gördüğü dava daha uzun bir süreç gerektiriyor zira verilerin farklı uzmanlıklara sahip sağlık otoritelerince incelenmesi gerekiyor. 2012 yılında yapılan Avrupa Atletizm Şampiyonası ile 2012 Londra Olimpiyat Oyunları sonrası verdiği numuneler temiz çıkan Aslı Çakır Alptekin de halen bu sürecin içinde bulunmaktadır” dedi.
Gerek Nevin gerekse de Aslı’nın, önceki gün IAAF tarafından da açıklandığı üzere, aklanana kadar yarışmalara katılamayacaklarını ifade eden Mehmet Terzi, konuşmasını şöyle noktaladı:
“Disiplin Kurulumuzun bir oturumda karara varması beklenmemeli. Böyle kritik bir karar, tüm olasılıklar incelenmeden, atletin ve antrenörünün ifadeleri ayrıntılarıyla değerlendirilmeden verilemez. Süreç sonucunda iki atletimiz de ceza alırsa, madalyalarının geri alınması söz konusu olacaktır.”
[gallery ids="12353,12350,12340,12336,12334,12337,12339"]